İstanbul Sanayi Odası (İSO), birinci meclis toplantısını “Yönetim Heyetinin (2022-2026) Yeni Devir Çalışma Programının Değerlendirilmesi” ana gündemi ile yaptı.
İSO Lideri Erdal Bahçıvan, genel ekonomik görünüme ve gelişmelere ait değerlendirmelerde bulundu. Global iktisada ait son durumu aktaran Bahçıvan, “Şu evrede global iktisatta şartların hala epeyce sıkıntı olduğunu, lakin şimdilik daha da berbata gitmediğini söylemek mümkün” dedi. Türkiye iktisadında de mevcut göstergelerin, güçlü bir birinci yarı performansının akabinde yılın ikinci yarısında yavaşlama beklentilerini yeterlice doğrular nitelikte olduğuna değinen Bahçıvan, yaşanan ivme kaybının en kıymetli nedeninin büyük oranda dış talepten kaynaklandığını tabir etti.
“Finansman şartlarımız iyileşmiyor”
Finansmana erişim konusuna da değinen Bahçıvan, ortalama ticari kredi faizlerinde bir müddettir görülen bariz düşüşe karşın, özel bankalarda kredi artış ivmesinin bahar ve yaz aylarının çok altında seyrettiğini vurguladı. “Faaliyet şartlarımız zorlaşırken finansman şartlarımız da maalesef iyileşmiyor” diyen Bahçıvan, “Finans sisteminin gerek bankacılık gerekse finans kısmını yoran, daima değişen farklı bildirimlerle yönetilmesi iş dünyasında gerilim yaratırken, öte yandan günlük finans hayatını da yorarak olumsuz etkilemektedir” sözlerini kullandı.
EYT’nin iş dünyasına tesirleri göz arkası edilmemeli
Bu noktada EYT düzenlemesinin de endüstrinin tamamında yakından takip edildiğini aktaran Bahçıvan, düzenlemenin hayata geçmesi ile birlikte yaklaşık 1,5 milyon çalışanın çabucak emeklilik hakkına sahip olacağını, 5 yıl içerisinde bu düzenlemeden faydalanarak emekli olacak çalışan sayısının da yaklaşık 4,5 milyona ulaşacağını kaydetti. Yaklaşık 1,5 milyon çalışanın çabucak emekli olması ile ödenecek kıdem tazminatının, patronlara çok önemli mali yük getireceğine dikkat çeken Bahçıvan, “Bu yükün birçok işletmemizin finansal sürdürülebilirliğini çok zorlayabileceğini göz gerisi etmemek gerekir. Bu uygulamanın sonucunda patronlarımıza gelecek mali yükün yanı sıra, tahminen daha da değerli olumsuz tesiri, 45-50 yaş aralığında en verimli çağındaki yetişmiş, nitelikli çalışanlarımızın kaybedilmesi olacaktır. Bu çalışanların birikmiş deneyim ve tecrübeleriyle işletmelere yeni giren genç çalışanları eğiten usta çalıştırıcılar, adeta birer mentor oldukları da unutulmamalıdır. Bu nedenle, EYT düzenlemesi yapılırken iş dünyamız üzerinde yaratacağı olumsuz tesirler göz önünde bulundurulmalı ve bu tesirlerin azaltılmasına dönük önlemler çalışma ve üretim hayatımızın istikrarını da kesinlikle gözetlemelidir” tabirlerini kullandı.
EYT’de iş dünyasının beklediği tedbirler
Bahçıvan, bu önlemlerin ‘en hayati’ olanlarını ise şöyle sıraladı: “Öncelikle, işletmelerimizin EYT kapsamında ödeyecekleri kıdem tazminatları için uzun vadeli, düşük faizli ve kolay erişilebilir kredi imkanı sağlanmalıdır. EYT kapsamındaki çalışanların emeklilik sonrası çalışmaya devam etmelerini sağlayacak teşvik edici düzenlemeler kesinlikle yapılmalıdır. Bu kapsamda, emekliliğe hak kazanan çalışanın, çalışmaya devam etmek istemesi durumunda emekli aylığı bağlanması için işyerinden ayrılma mecburiliği kaldırılmalıdır. Emekli olup da çalışmaya devam edenlerin prim yükü düşürülmelidir. EYT sebebiyle emekli olacakların işten ayrılması sebebiyle istihdam teşviklerinde meydana gelebilecek kayıpların önlenmesi için kesinlikle düzenleme yapılmalıdır. Ayrıyeten, bu kapsamda emekli olacaklara makul bir ihbar mühleti tanımlanmalı yahut kanunun maddeleştiği tarih ile yürürlüğe gireceği tarih ortasında bir müddet olmalıdır.”
Ekonomim
