DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan, “Bizim partimizdeki hukukçuların tamamı fakat Türkiye’deki hukukçuların ekseriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ikinci devri olduğunu söylüyor. Hasebiyle üçüncü bir kere aday olamayacağını söylüyor. Üçüncü bir kere aday olması fakat ve lakin Meclis’in erken seçim kararı almasıyla mümkün Anayasa’ya göre” dedi.
DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim tarihi olarak işaret ettiği 14 Mayıs’a dar açıklamalarda bulundu.
Halk Tv’de katıldığı programda konuşan Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üçüncü kere aday olması için Meclis’in erken seçim kararı alması gerektiğini belirtti.
Babacan’ın konuşmasından satır başları şöyle:
“14 Mayıs aslında beklenen bir tarihti. Hükümetten şimdiye kadar gelen bilgilerde de 14 Mayıs’ın daha sık anılan bir tarih olduğunu biz duyuyorduk daima. Münasebetiyle sürpriz değil. Ülkemiz için güzel olsun diyorum. Bu seçim kararının iki sistemi olacak. Erken seçim bu nihayetinde. 18 Haziran’dan evvel yapılan her seçim bir erken seçim. Bunun meclis kararıyla erkene seçilmesi bir yol ya da Cumhurbaşkanı’nın imzasıyla erkene seçilmesi bir yol. Biz altı parti olarak deklare etmiştik, aşikâr bir tarihten yani 6 Nisan’dan evvel yapılan rastgele bir seçime Meclis’te takviye vermeyeceğiz. Hasebiyle bu seçim erkene alınacaksa Sayın Erdoğan’ın ülkeyi seçime gönderme imzasını atarak erkene alınması mümkün olacak.
“Biz esasen hazırdık”
Bununla da ilgili özel bir süreç var. Nihayetinde kararı YSK veriyor fakat sanırım hükümet YSK ile konuşarak 14 Mayıs’tan kabaca iki ay evvel bu karar alınırsa süreç rahat rahat 14 Mayıs’a yetişir diye düşünüyorum. Ülkemiz için iyisi olsun. Demokrasimiz için iyi olsun. Nisanın başında da martın sonunda da olsa biz hazırdık aslında. Sorun yok. Kararı ya Meclis ya da Cumhurbaşkanı veriyor şu andaki Anayasa’mıza nazaran.
“Meclis karar almazsa Erdoğan aday olamaz”
Bizim partimizdeki hukukçuların tamamı lakin Türkiye’deki hukukçuların ekseriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ikinci devri olduğunu söylüyor. Münasebetiyle üçüncü bir kere aday olamayacağını söylüyor. Üçüncü bir kere aday olması lakin ve lakin Meclis’in erken seçim kararı almasıyla mümkün Anayasa’ya nazaran. Hukukçularımızın görüşü çok açık, net olduğu halde şayet biz hiçbir şey yapmazsak o vakit hukukun üstünlüğü prensibini dikkate alamamış oluruz.
“Böyle bir ortamda YSK’nın nasıl bir karar vereceği varsayım etmek çok güç değil”
Eğer hukukun üstünlüğü diye bir şey varsa, hukukun üstünlüğünden bahsediyorsak bizim parti hukukçularımız ve Türkiye’deki hukukçuların geneli aday olamayacağını söylüyorsa yapmamız gereken YSK’ya bir dilekçeyle bunun hakikat olmadığını bildirmek. Lakin natürel son karar YSK tarafından alınacak. Lakin bu türlü bir ortamda YSK’nın nasıl bir karar vereceği iddia etmek de çok güç değil doğrusu. Biz yalnızca itirazlarımızın kayda geçmesi için, hukuk devletinin gereğinin yerine gelmesi için bunu yapacağız. Fakat YSK’nın bu bahiste nasıl bir karar vereceğini herkes iddia ediyordur sanırım.
Türkiye dışarıdan bakıldığında gerçeğinden daha da berbat görünüyor. Türkiye’de seçimin hala olmasına şaşıran beşerler var burada. Soranlara, ‘Bizim demokrasimiz hasta lakin şimdi ölmedi, nefes alıyor, münasebetiyle seçim de olur, seçimin sonucuna da herkes razı olur. Seçim sonucuna, halkın iradesine herkes hürmet duyar ve gereği neyse de uygulanır’ diyorum. Dışarıdan bakıldığında durumumuz olduğundan daha makus görünüyor maalesef.”
Kısa Dalga
