Zhang, BM Genel Merkezi’nde gazetecilere, ABD ve Çin ortasındaki “ticaret savaşı”na ait açıklamalarda bulundu.
Çin’in haklarını korumak için gereken her türlü tedbiri alacağını belirten Zhang Jun, “ABD konuşmak isterse konuşacağız, savaşmak isterse de savaşacağız.” tabirini kullandı.
Çin’in konumunun belirli olduğunu belirten Zhang, ABD’ye, ticaret konusunda yaşanan tansiyona “doğru yollardan hakikat tahlilin bulunması için hakikat yola dönmesi” davetinde bulundu.
İki ülke ortasında geçen yıl martta başlayan ve karşılıklı gümrük tarifesi misillemelerine sahne olan ticaret savaşı, son olarak Çin’in teknoloji şirketlerine sıçramıştı.
ABD Lideri Donald Trump, Çin eserlerine eklenecek yeni gümrük vergisiyle ilgili Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Ticari müzakereler devam ediyor, bunlar devam ederken ABD, 1 Eylül’den itibaren Çin’den ülkemize gelen 300 milyar dolarlık esere küçük bir ek yüzde 10 gümrük vergisi ekleyecektir. Bu ek vergi, zati yüzde 25 gümrük vergisi konmuş 250 milyar dolarlık eseri kapsamıyor. Kapsamlı bir ticari mutabakat için Çin’le olumlu diyaloğumuzu sürdürmek istiyoruz ve iki ülke ortasındaki geleceğin parlak olacağını düşünüyoruz.” sözlerini kullanmıştı.
– Kuzey Kore ile nükleer görüşmeler
Kuzey Kore ile ABD ortasındaki nükleer görüşmelere ait de değerlendirmede bulunan Çin’in BM Daimi Temsilcisi Zhang Jun, görüşmelerde ilerleme kaydedilebilmesi için Kuzey Kore’ye yönelik yaptırımların hafifletilmesi gerektiğini savundu.
Çin’in Uygur Türklerine yönelik siyaseti da sorulan Zhang, ülkesinin Uygur Özer Bölgesi, Tibet ya da Hong Kong konusunda içişlerine karışılmasına asla müsaade vermeyeceğini lisana getirdi.
– Çin’in Uygur Türklerine yönelik politikası
Çin’de son yıllarda Uygur Türklerinin yaşadığı Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde “eğitim merkezi” ismi altında faaliyet gösteren kamplar ile Uygur Türklerinin kimlik ve kültürlerine yönelik ihlaller memleketler arası kamuoyu tarafından eleştiriliyor.
BM İnsan Hakları Kuruluna üye 22 ülke, 11 Temmuz’da Çin’in, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki Uygur Türkleri ve öteki azınlıklara yönelik muamelesini eleştiren ve kitlesel gözaltıların durdurulması davetinde bulunan mektup imzalamıştı.
İnsan Hakları İzleme Örgütünün (HRW) raporunda da son 2 yılda Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde çok sayıda kişinin “önleyici polisiye tedbir” ismi altında hatasız yere alıkonulduğu ve “siyasi bakımdan tehlikeli” olarak bedellendirilen bireylerin rastgele bir yargı kararı olmaksızın toplama kamplarına gönderildiği belirtilmişti.
BM ve başka milletlerarası örgütler kampların incelemeye açılması davetlerini yinelerken, Çin ise şu ana kadar kendi belirlediği birkaç kampın az sayıda yabancı diplomat ve basın mensubu tarafından kısmen görülmesine müsaade verdi. Çin makamları, BM yetkililerinin direkt bilgi almak maksadıyla bölgede serbestçe inceleme yapma talebini de geri çeviriyor.
