Prof Ceyhun Elgin: Erdoğan kazanırsa sermaye denetimleri gelebilir
Boğaziçi Üniversitesi İktisat Kısmı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ceyhun Elgin, para piyasalarında işlerin her geçen gün kritik bir noktaya hakikat gittiğini belirterek, döviz ve pay senedi piyasalarının lakin 14 Mayıs’a kadar dayanabileceğini, muhtemel bir ikinci tıp ihtimalinin iktisat için oluşabilecek en makus senaryo olduğunu savundu. Prof. Ceyhun Elgin, mevcut iktidarın sürmesini ve muhalefetin kazanmasını içeren iki farklı senaryoda Türkiye iktisadında beklenenleri SÖZCÜ’ye anlattı.
Prof. Dr. Ceyhun Elgin, şimdi tam sermaye denetimi kelam konusu olmasa da bu noktaya yanlışsız gidildiğini, mevcut iktidarın seçimi kazanması halinde, bir noktada tam sermaye denetimine geçmek zorunda kalacağını söyledi. “Çünkü ülke döviz yaratamıyor” diyen Elgin, “Cumhurbaşkanı’nın telaffuzları mevcut siyasetlerde bir dönüşe işaret etmiyor. Hasebiyle bu şartlarda yaklaşan bir ödemeler istikrarı krizini fakat sermaye denetimleri ile önleyebilirler. Hayal ettiğimiz Türkiye bu değil” diye konuştu. Elgin, iktidar değişiminde mevcut sermaye kısıtlamalarının ve Kur Muhafazalı Mevduat üzere uygulamaların bir gecede kaldırılamayacağını lakin yıl sonuna gerçek bir olağanlaşma oluşabileceğini söyledi.
Korkut Boratav’dan mümkün iktidar değişikliğinde 6’lı masaya KKM uyarısı: ‘İhtiyatlı geçiş süreci’
Kur muhafazalı mevduatların büyüklüğü 2.1 trilyon TL ile rekor kırdı. Prof. Dr. Korkut Boratav da muhtemel iktidar değişikliğinde 6’lı masayı risklere karşı uyardı. Boratav, “En büyük tehlike döviz kurundaki ani patlama mümkünlüğü. Bir yıllık yumuşak geçiş lazım” diye konuştu.
Yumuşak geçiş: En büyük tehlike iktidarın el değiştirmesi sonrasında döviz kurunda ani bir patlama mümkünlüğüdür. Bu nedenle hiç olmazsa bir yıllık yumuşak geçiş programı yapmaları lazım. Ali Babacan ki kendisi mali kural denilen abartılı veya çok tedbiri sahiplenen kişidir, bir televizyon kanalında “Geçiş süreci olması lazım” dedi. Bu sağduyu algılamasıdır umarım.
1 yıllık geçiş süreci: Sarsıntı üzere çok acil kamu takviyesini gerektiren facianın gerisinden 6’lı masanın mutabakat metninin yeni baştan, bir yıllık geçiş süreci içinde dikkate alınması, düzeltilmesi, mahallî seçimlerin politik sonuçlarını dikkate alacak biçimde tekrar inşa edilmesi gerekir.
Mahfi Eğilmez: Kazanan dev enkaz devralacak
Deprem nedeniyle ortaya çıkan inşaat faaliyetinin ve yüksek enflasyonun yarattığı paradan kaçış ve talep artışının büyümeyi yüzde 3,5’lar seviyesinde tutmasını bekliyorum. Büyümedeki düşüş, önümüzdeki aylarda cari açıktaki süratli artışı frenleyecek üzere durmakla birlikte cari açığın yüzde 5 – 5,5’dan aşağıya düşmesi pek mümkün görünmüyor.
Ülkenin risk primi, çok riskli olarak kabul edilen 300 baz puanın neredeyse iki katına yakın. Bu puan bizi dünyanın en riskli birkaç ülkesinden birisi pozisyonuna getiriyor. Bu yüksek risk primi dış borçlanma faizlerini dolar bazında yüzde 10 ve üzeri seviyeye taşıdığı için bu maliyetle dış borçlanma yapılması daha büyük problemler yaratacağa benziyor.
Bunlar buzdağının görünen kısmı. Görünmeyen kısım lakin seçimden sonra şayet iktidar el değiştirirse ortaya çıkacak ve emin olun bu saydıklarımdan daha az olmayacak.
Siyasal iktidar, çeşitli ataklarla bu feci enkazı seçime kadar gizlemeyi başardı. Pek çok kişi durumun güzel olduğunu sanıyor. Şayet iktidar el değiştirirse yeni gelenler bu feci tabloyu devralacak. Ve şayet bu durumu halka anlatmayı başaramazlarsa enkazı onların yarattığı sanılacak. Şayet iktidar değişmezse, tarihimizde birinci kere bir siyasal iktidar kendi kendisine büyük bir enkaz devretmiş olacak.
Ekonomist Atilla Yeşilada: AK Parti kazanırsa Türkiye iflas eden ülkeler kervanına katılacak
Ekonomist Atilla Yeşilada, seçim evvelki hükümetin vaatlerini kıymetlendirerek ekonomik öngörülerini paylaştı. Yalnızca enflasyonunun değil cari açığın da arttığını belirten Yeşilada, “Türkiye de iflas eden ülkeler kervanına katılacak. Bütün bunlar şayet Sayın Erdoğan ve Nebati başımızda kalırsa bu kış başımıza gelecekler” dedi.
/*! This file is auto-generated */!function(c,l){“use strict”;var e=!1,o=!1;if(l.querySelector)if(c.addEventListener)e=!0;if(c.wp=c.wp||{},c.wp.receiveEmbedMessage);else if(c.wp.receiveEmbedMessage=function(e){var t=e.data;if(!t);else if(!(t.secret||t.message||t.value));else if(/[^a-zA-Z0-9]/.test(t.secret));else{for(var r,s,a,i=l.querySelectorAll(‘iframe[data-secret=”‘+t.secret+'”]’),n=l.querySelectorAll(‘blockquote[data-secret=”‘+t.secret+'”]’),o=0;o
Yaz aylarında enflasyonun patlayacağı öngörüsünde bulunan Yeşilada şunları söyledi: “Biz enflasyonun nabzını ‘çekirdek enflasyon’ diye bir alt göstergeyle ölçeriz, bunu da TÜİK yayınlıyor, oralarda hızlanma var. İkincisi, dünyanın her yerinde mal fiyatları çok çabuk düşer, zira sanayi üretimi verimlidir ancak hizmet fiyatları düşmez, zira insan faktörü var, hizmet fiyatları düşmüyor Türkiye’de. Üçüncüsü, enflasyonun bir talep boyutu var, yani beşerler daha fazla mal ve hizmet talep ederse enflasyon yükselir. Yaz aylarına baktığımızda; herkese artırım yapılmış, 3 milyon beşere emekli ikramiyesi ödenmiş, enflasyon patlayacak yeniden. Şu andaki hilelerle birlikte yeni hileler yapmazlarsa, şayet bu iktidar başta kalırsa sonbahar-kışa yanlışsız resmen 60’a gidiyoruz, hakikisi 80’i aşar.”
