Belediyeden alacaklı olan bir şirket, parasını tahsil edemeyince enteresan bir yola başvurdu. Alacaklı şirket, belediye başkanlığının hesabındaki paraya haciz koydurdu.
İHA’da yer alan habere nazaran; borçlu belediye ise icra mahkemesine müracaatta bulunarak haczedilen paranın, Kaymakamlık Mal Müdürlüğü nezdinde bulunan yapı kontrol hizmet bedeli ruhsatı veren yönetim hissesi hesabına yatan ve yatacak olan alacaklara ait olduğunu bildirdi. Belediye; haczin kaldırılmasını istedi. Mahkeme; yapı kontrol hesabının haczedilemeyeceğine ait yasal bir düzenleme bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verdi. Kararı borçlu belediye temyiz edince devreye Yargıtay 12. Hukuk Dairesi girdi.
Yargıtay, borçlu belediyeyi haklı buldu. Kararda; Yapı Kontrolü Hakkında Kanun’un 1. hususundaki; “Bu kanunun gayesi; can ve mal güvenliğini teminen, imar planına, fen, sanat ve sıhhat kurallarına, standartlara uygun kaliteli yapı yapılması için proje ve yapı kontrolünü sağlamak ve yapı kontrolüne ait tarz ve asılları düzenlemektir. Kanun ile öngörülen hizmet bedellerini karşılamak üzere, ilgili yönetim ismine bankada bir yapı kontrol hesabı açılır. Yapı kontrol kuruluşunun hizmet bedelleri yapı sahibi tarafından bu hesaba yatırılır. Hizmet bedelleri, ilgili yönetimin onayı ile yapı kontrol kuruluşuna bu hesaptan ödenir. Bu hesap diğer niyetlerle kullanılamaz.” kararına dikkat çekildi.
Yargıtay kararında şöyle denildi: “Belediyeler ismine açılan yapı kontrol hesaplarının temel desteğinin 4708 sayılı Yapı Kontrolü Hakkında Kanun olduğu ve bu paraların, yapı kontrol hizmeti karşılığı, hizmet bedeli olarak anılan hesaba yatırıldığı ve belediye tarafından ise hizmeti veren yapı kontrol kuruluşlarına ödendiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, yapı kontrol hesaplarındaki paraların, belediyelere ilişkin paralar olmayıp, yapı kontrol kuruluşlarının hizmet bedelleri olarak yatırılan paralar olduğu ve kamu hizmeti niteliğinde olan yapı kontrolü işinde fiilen kullanıldığı sonucuna varılmış olmakla, 5393 sayılı Yasanın 15/son unsuru uyarınca haczi mümkün değildir. Somut olayda, haciz konulan hesabın yapı kontrol hesabı olduğu ihtilafsız olup, bu durumda mahkemece üstte anılan yasal düzenlemeler uyarınca haczedilmezlik şikayetinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı halde karar tesisi isabetsizdir. Mahkeme kararının bozulmasına oy birliği ile hükmedilmiştir.”
haberturk.com